6 Ocak 2009 Salı

Network Marketing Hikayesi...

2009'un ilk yazısını giderek popülerleşen network marketinge ayırdım.Network marketing çok katmanlı paarlama sistemi de diyebileceğimiz bu pazarlama yönteminde basamak basamak karı artan bir sistm olarak görülmektedir.Kısa bir örnek vermek gerekirse, bir şirketin temsilcileri ürünlerini satmak için temsilciler belirleniyor.Bunun adı distribitör, süpervizör,bayi vs. Bu temsilci kendine yeni alt kademe temsilciler belirliyor.Alt kademdekilerde bir alt bir alt derken zincir kuruluyor.Her temsilci bu network sistemine girmek için ürüne belli meblağlarda ücetler ödemek zorunda.Her alt kademeden her yeni temsilciden üstündeki temsilci para alıyor her satıştan tüm network paza kazanıyor.





Bu network marketing'İn en önemli özelliği kişisel bakım ürünlerinin çok fazla popüler olmasıdır.Özellikle zayıflama,cilt bakım,kozmetik,makyaj ürünleri seçilmiştir.Bunun asıl sebebi ilk hedef kitlenin bayanlar olmasıdır.Hem kullanma hem de yüksek meblağlar ödeyip temsilci olarak part_time, evden çalışma imkanları olması ürünü belirleme yönünden öenmlidir.





Bunu Türkiye'de dione, herbalife, avon, seda sayan marketing gibi örnekleri mevcut.Bu ürünlerin en öenmli özelliği yaptığım hesaplara göre üretim maliyetinin çok düşük olması çünkü ana şirketin bu üründen kar etmesini bekliyrsak ve her katmana belirli yüzelerinin bırakıyorsa satış fiyatı üretim maliyetinin 10 katından belki daha fazla olması gerekiyor.



Network marketingin savunucuların savunduğu iddialar zincirde son kullanıcı'nın olmaması ama kendi sistemlerinden son kullacının ürünü alıp kullandığı tezi üzerine yürütülüyr.Fakat ne kadar bu ürünleri tüketen var bilinmemekte.

Herbalife örneğinden gitmek istiyorum; Hani şu "Amerikan şirketine Acil 25 kişi aranıyor" "Uluslararası Gıda Ürünleri Satan Şirkete Temsilci aranıyor Pazarlama Değildir!" "Evden veya fisten Parttime Çalışmak İstermisiniz?" Gibi iş ilanlarıyla gazetenin her tarafını olduran şirketten bahsediyorum.Herbalife süpervizör (Parekendeciye veren ilk toptancı) 6,000 Tl ücret almakta ve bunun karşılığında sayısı çok az ürün süpervizöre veriliyor.Şimdi süper vizör pakekendeciye her saatığı ürünün %50 sini alıyor.Ayrıca her buluğu süpervizörün %5 i gibi...Şirket burada çok zeki işler çeviriyor çünkü kendi stoğundan çalıştırmak yerine 6 milyarı vereceksin diyor.Sonunda bu işe giren çıkamıyor ünkü elden 6 milyar gitti.Ürünü satamayınca kendisi kullanmaya başlıyor.Battıkça batıyor...Bu işten elbet kazananlar var ama kazanmayanların sayısı azımsanmayacak derecede.10.000 süpervizörü lan şirket 6 trilyon gibi bir parayı kasaya atıyor.Ve şirket ihtişamlı eğitimler toplantılar hazırlıyor lüks otellerde.Bu eğitimlere giriş 50 milyondan başlıyor ve 150 ye kadar gidiyor.Süpervizörlerin, yeni aday distirbitörlerini(Parekendecilerini) getirmesi gerekiyor bu toplantılara.1500 kişi katılıyor bu toplantılara.ve aydan onlarca kez tekarlanan eğitimlerden milyarlarca para yine kasaya atılıyor.Tabi bu süpervizörler distiribitörlerin vergi kayıtlarının olmaması da zaten bu işin meşruşuğunu ortadan kaldırıyor.Ürün satışında hiç kimse ne fatura ne fiş kesiliyor.Devletin trilyonlarca vergi kaybı da cabası...



Network marketingi kuranlar bu inanılmaz paralarla diğer şirketlerin de iştahını kabartıyor.Peki bu distribitörlerin, süpervizörlerin, dünya takımının sonsuz derinliğin,milyonerler takımının(Bunlar katmanlardır) iştahını kabartan sebep ne... "TEMBELLİK" birbirleri üzerinden para kazanma sistemine dayalı bu sistemde çok çalışmayarak altındakilerin alışmasıyla onlardan yüzdeler alarak para kazanmayı kim başka nasıl açıklayabilirki?



Özet: Bu zincir veya adına network marketing deyin çok ocaklar söndürmüştür.Bu sisteme girmek, başkalarının üzerinen çalışmayarak emek harcamayarak belirli yüzdeler almak yerine en çok kazanın şirket oluğunu görüp bu sistemlere girişte bin kere düşünmeyi tavsiye ederim...