26 Temmuz 2009 Pazar

İnternet Reklamını Doğru Seçmek

Bu kısa yazımda yine tespitlerde bulunacak reklam verenlere ve alanlara bu konuda biraz daha self- control mekaznizmalarını daha iyi çalıştırmasını tavsiye edeceğim.

Facebook -Adnet

Reklam verenler açısından bin düşünülüp verilmesi gereken sosyal ağ facebook.Yeni tasarımıyla birlikte reklam alanını etkisileştirmesiykle birlikte google adwords'e göre çok daha pahalı sistem haline gelmiştir facebook.Facebook'un en büyük dezavantajından biri ise kalitesiz niteliksiz reklamların sağ kolonda yer almasıdır.Zyıflama reklamları, kalem kamera, casus saat reklamlarıyla doldurulmuş bir alan.Bunun yanında veya arasında yapılan reklamlar, marka değerini yerle bir etmeye yetecektir.

Adnet, doğan gurubunun adwordsten esinlenerek yaptığı doğan gurubunun internet sitelerinin fazlaca yer aldığı internet ajansı diyebiliriz.Ekşisözlüğün networkünden ayrılmasıyla büyük yara almıştır.Yanar söner reklamlar, görselliği bozmakla beraber, cinsel içerikli ilaçların reklamlarla boğulmasıyla da reklam veren açısından düşünülmesi gereken ajanstır.

Bu reklam alanların bu konuda ciddi denetimden geçirerek reklamları yayınlaması gerekmektedir.Para gelsinde nerden gelirse gelsin demek kısa vadeli çözüm oluşturur ama uzun vadede düşünüldüğünde bir çok potansiyel müşterisini kaybetmeye yol açacaktır.

Son zamanlarda ciddi ciddi yıldızı parlayan Reklamz'i de unutmamak gerekli. Ekşi sözlüğü networküne katarak Doğan gurubunun yara almasını sağlayan Reklamz internet ajanslarında şuanda en güçlü durumdadır...Reklamz'in her dönem (kriz, piyasa durgunluğu veya canlılığında) uyguladığı fiyat politikası ise en büyük dezavantajıdır.Reklamın geri dönüşüm maliyet hesaplarına bakıldığında dağlar kadar fark olmasını görmezden gelen reklamz, hesabını kitabını tam olarak ölçemeyen reklam verenlerin gözdesi halindedir.

Ve adını Beril Tech'ten satın aldığı blogcu.com la duyuran daha sonra satın almalarla sektörde ağırlığını hissetiğimiz NOKTA internet teknolojileri.Kendi sitelerini barındıran networkle ve uygun fiyatlarıyla reklamz'in sektördeki liderliğini devirecek şirket.


Reklam verenler açısından tecrübeli bir ajansla çalışmak ve asıl hedefin ne olduğunu belirlemek çok önemlidir.Bilinirliğin artırılması mı ilk hedef yoksa geri dönüşüm mü?İnternet reklamlarında ölçülbilirliliğin avantajını ayrıca anlatmaya gerek görmüyorum.Temel soru şudur ?Eğer geri dönüşümse amacınız; O reklamlardan gelen müşteri başına harcadığınız reklam ücreti maksimum ne kadardır?

Tavsiyem; Bu maksimum ücreti belirlediğinizde o reklamın gerçek ücreti ortaya çıkacaktır.

21 Temmuz 2009 Salı

Müşteriyi Asla Kandırma !

Önceki yazılarımdan birinde ahlaksız rekabetten bahsetmiştik ve isim vermeden eleştirmiştik kendi sektörümüzdeki ahlaksızları.Şimdi müşteriyi kandırmaya çalışmanın neler getirip neler götüreceğini sonuçlarını sizlerle paylaşacağım.

"Müşteriye biz büyüğüz " demekle müşteriye katılan değer veya müşterinin gözünde firmanın veya girişimin büyüdüğünü düşünüyorsanız kocaman bir yanılgı içerisindesiniz.Hele hele bu büyüklüğünüz balonsa yani söylenen rakamlarla yıl sonundaki bilançonuz tutmuyorsa o balon gün gelir patlar.Şimdi siz çok büyüğüz onbinlerce müşterimizden bizden hizmet veya ürün satın alıyor dediğiniz müşteri bunla doğru orantılı olarak aldığı hizmete veya ürüne değer katılmasını yani müşteri için daha avantajlı hale gelmesi gerekmektedir.Asıl büyümekse budur.Sizin kaç müşteriye hizmet vermeniz değil o hizmeti nitelikli mi verdiğinizdir.


Nicelik olarak büyüdüğünüzü müşteriyi kandırarak sayılarla güven artırdığınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.Türkiyedeki satın alma alışkanlığı evrensel tetikleyicilerden farklı değildir aslında. Firmanın büyüküğünden ziyade o şirketin köklülüğü, müşteri ilişkileri ve fiyat stratejileriyle alakalıdır.

Bugünün bazı şirketleri satın almayı büyüklüğün etkildeğini, koç sabancı vs. başarılarının büyüklüğe dayandığı ve güvenin bu şekilde sağladığı yanlışında ve çıkmazındalar.Neden sonucu karıştıran şirketler; büyüklüğümüzün nedeni başarıdır demek yerine başarımızın nedeni büyüklüğümüzdür mantığıyla devam ettiklerinde bu yolun sonu bellidir.

Müşteriyi bu konuda kandırmakta cahillikten öte birşey değildir.Günümüzün piyasa koşulları bazen bunu yapmaya şirketleri zorlamışlardır.Fakat farkında olunması gereken büyük olduğunu söylemek yerine küçük olduğunu söylememek arasında çok farklılık...Size yaşadığımız kısa bir anımızı anlatayım;

4 yıl önce Adreseyemek'i kurduğumuzda restorrantlarla anlaşma yapılmalıydı.Piyasa koşullarında malesef; biz öğrenciyiz böyle bir site kuracağız bizimle anlaşırmısınız diyemezdk.Çünkü biliyoruz ki insanların gözünde zaten grişimcilik fikri çok hayalperestlik olarak anılırken, YAPAMAZSINIZ önyargısıyla hiç bir anlaşma yapamazdık. Ama biz şunu yaptık; ne büyük olduğumuzu ne de küçük olduğumuzu söyledik.Söylediğimizi 4 ortaklı bir şirket merkezi şurası faaliyet alanı bu.Söylediğimiz sadece buydu kimseyi kandırmadık.Sonunçta ne oldu biliyormusunuz? Biz site açılmadan 200 restorantla anlaşmıştık bile. Şartların olgunlaşmasıyla da öğrencilikten buralara geldiğimizi rahatça anlattık.

Siz büyüdünüz mü sorusuna gelince? geliştirdiğimiz stratejilerle, samimiyetle, yeniliklerle avantajlarımızla ve ZAMANLA, evet biz gerçekten büyüdük.Kandırmadan, 4 yılda gelinen yerlerle 4 ayda / 1 yılda gelinmeyeceğini bilerek, müşterilerimizin sallama sayılarla kafasını bulandırmak yerine yeniliklerin, hizmet kalitesinin sonucunu alarak büyüdük.


Müşteriyi Asla Kandırma Özeti: Büyüklük başarının sonucudur sebebi değil.Tüketicinin değerlemesindeki etken sayılardan nicelikten geçememektedir.Tam tersine nitelikten ve samimiyetten geçmektedir.

12 Temmuz 2009 Pazar

Girişimci vs. Garantici ... (1)

Girişimciliği geniş geniş yatırımcılıktan ise yazı aralarında bahsetmiştim.Yatırımcı yani eşittir garantici(ler)den bahsedicem.Ama bu bahiste kendini geliştiren yatırımcı girişimci midir ona da bakmak grekiyor.Örneklerle de renk katmak istiyorum.




GİRİŞİMCİ - 1 ( EBRU ÇEREZCİ/HİREF )



Yılın(2009'un) girişimci kadını seçilen Ebru Çerezci'nin hikayesiyle başlıycam.Bu hikayeyi kendi ağzından dinleme şansı buldum.

Ebru Hanım ODTÜ endüsti ürünleri tasarımından mezun olduktan sonra bir şirkette çalışmaya başlamış.Ama kendi işini kurma hayaliyle istifa edip abisiyle hiref adında (Ehl'i Hiref=Sanatkarlar)
birmarka oluşturuyor sadece 20 bin lira sermayeyle.Geçmişi referans alıp bugünün tasarım anlayışıyla Anadolu kültürünün ögelerini yeniden tasarlıyor.Tamamen el işi olan bu objeleri yarı profosyonel bir fotografçıyla katalog haline getiriyor.Sadece 1000 tane bastırarak eşten dosttan bulduğu adreslere postalıyor. Bu adresler A+ müşteri adresleri.Ve telefonla sipariş almaya başlıyor.He üründen bir tane olması da bazen sıkıntıya soksa da siparişler arttıkça Anadolu'daki bir çok atölyeyle çalışarak komponse ediyor.

Ebru Çerezci'nin dönüm noktalarından biri de boynerin alışverişi ve bunu yurdışından misfairlerine hesiyesi, misafilerinin beğenmesi ve Ebru Hanım'ı arayıp bunu mağzalarında satmak istemesi...Ve şimdi Hiref Beymen Mağzalarının yanında, Kanyon ve İstinye Parkta hizmet veriyor.İş Bankasından tutunda bir çok uluslararası iş yapan Tür şirketleri Hirefibn müşterisi...

Sormak istediğim ama soramadığım asıl soru şuydu Ebru Hanım'a;

Eğer 1000 Katalog tutmasaydı ne yapacaktı B Planı var mıydı?

Tekrar yeni bir şirkete geri dönüp çalışmak mıydı yoksa inatla devam etmek miydi?

Ebru ÇEREZCİ gerçek bir girişimci.Onun şansı ilk denemede tutmasıydı.



GARANTİCİ-1 ( ABDULKADİR KONUKOĞLU)



Abdulkadir Konukoğlu tekstil işinde kral olarak başlayan, bugünlerini ona borçlu olan Sani Konukoğlunun oğlu olarak dünyaya geldi.Fabrikanın her türlü kademesinde çalışarak işi öğrenci.Konukoğlu Alaylıdır.Üniversitede değil iş hayatında öğrenmiştir işletme sanatını.

Konukoğlu babası vefat ettikten sonra işin başına gecerek, ilk yaptığı iş kendi ağzıyla mirası bölüşmek oldu.Aile şirketinin sıkıntılarını bilen konukoğlu bu şekilde ilerde şirketin yok olup gitmesini önledi.Daha sonra airfel klimadan argela telecom'a kadar yatırım yapıyor.

Grirşimci olmadığı da aslında burada ortaya çıkıyor.Yıllık ciosu 1 milyon doların üstündeki şirketlerle ilgilenip alıp satıyor.İşin özü burada. Sanko markası sadece tekstilde değil bir çok satın almayla her sektörde farklı isimlerle karşımızda.Yatçılıkdan iklimlendirmeye, rüzgar enejisinden bilişime tıp alanına her yerde mevcut.

Evet Abdulkadir Bey aldığı şirketlere değer katıyor, istihdam sağlayarak ekonomimize katkı sağlıyor fakat gelin görün ki bu girişimcilik ruhu ile değil, Alaylı işletme gücüyle yapıyor.Sıfırdan değil belirli kademelerde başlayıp sonra satın almalar yapması yatırımcı olduğunu göstermektedir.1 milyon cirodan altındakilerle ilgilenmemesi de garanticiliğini gösteriyor.

Bir şey daha konuşmasında gençlere önerdiği gelecek yıllarının işinin ENERJİ sektörü olması da çok komikti.Milyonlarca dolar harcanarak bu sektöre girilebilceğini unutan Konukoğlu, gençler arasında bu tavsiyesi gerçekçi bulunmamıştır.




GİRİŞİMCİ - 2 ( EMRE MERMER / DUKKAN )


ODTÜ İşletme mezunu Emre Mermer çok uzun bir iş yolculuğundan sonra (Denetim Şirketleri , Bankalar) Kasap olmaya karar verir.Ama bu kasaplık diğerlerinden farklıdır.Besicilikse aileden gelme bir karakterdir.Farklı türden inekleri getirmesi bunların ünlü otellere ve firmalara satılması, satarken alırken sorunlar yaşaması ama bıkmaması, ingiltereye gidip en ünlü steak biftekin know how'ını ücretsiz alması bunu Türkiye'de etilerin arkasında varoşlarda küçük bir kasap dükkanıyla başlayıp bir iki masayla satması, ünlü müdabvimlerin gelmesi yeni bir dükkanla isi büyütmesi, sonra Dükkan markasının ortaya çıkması ve endevaur girişimcilik ödülünün sahibi olmasıyla Emre Mermer Girişimci olarak nitelendiriyoruz.

Şimdi Bebeğe açtığı fastfoodla da gönüllere taht kurmasını bilmiştir.

Emre Beye de sormak istediğim bir iki sordu vardı;

1) Emre Mermer Sürekli Yurtdışına çıkarak dışarda neler oluyora bakıyor araştırıyordu.Ama asıl soru şu Gençlerin bir işe başlaması için sürekli yurt dışına çıkacağı araştıracağı bulabileceği bir sermaye bir nakit akışı yok.Bu yolu nasıl çözecek yeni girişimciler.

2) Niye girişimcilerin bir çoğu Ebru Çerezci örneğinde de gördük A+ müşteri profiline hitap ediyor (Kilosu 80 milyonlarda steak'in ücreti)



DEVAM EDECEK...


Girişimci vs. Garantici (1) Özeti diğer yazımda belirteceğim.Diğer yazımda Sarp Evliyagil (Ajantürk) , Gamze Cizreli (Big Chefs) ve Yasin Ekinci (Eat&Go) 'yi anlatacağım...