27 Eylül 2009 Pazar

Spam Diyen Yalan Söylüyor!

Bugün karşılaştığım art niyet gördüğüm kısa bir hadiseden bahsedicem; Bizim spam yaptığımız iddasıyla bir çok forumda yer bulan yalan karalama üzerine.

4 Yıllık süreçte Adreseyemek.com hiç bir şekilde spam yapmamış bu yola başvurmamamış başvuranlarıda ahlaksız olarak nitelendirmiş bir yapıya ve prensibe sahiptir.Hiç bir şekilde istenmeyen, parayla satın alınmış mail vb. çalışmada yer almamıştır almayacaktır da.

Üyelere belli periyotlarda, çok sık olmadan, kullanıcılarımızı boğmadan bilgilendirme mesajları yapılmış, mailin içeriğinde en önemli sermayemiz samimiyetimiz ortaya konmuş iken bize spam yapıyorsunuz suçlamalarını bulunduranlar, Adreseyemek.com'a sadece üye olup "acaba napıyorlar?" "aktif crm uygulamaları var mı", "kullanıcı aktiviteleri nelerdir" casusluğuna girişen art niyetlilerdir.

Müşteri hizmetlerimizin nasıl çalıştığını bilmeyen ve bilmek istemeyenler, sadece öneki yazılarıma dikkat ederlese nasıl bir rahle-i tedrisattan geçtiğimizi anlayacaklardır.Fakat internet aleminin üstadı olduğu farzeden bu küçük azınlık art niyetli olarak eleştirilerini bize değil forumlarda yazmayı beceri olarak saymaktadır.

Elbetteki müşteri hizmetlerimiz bugüne kadar ve bugünden sonra da hızlı problem çözme, müşteriyi anlama, tavsiye, şikayet ve önerilerini dikkate almıştır.Hatalarında kullanıcılarımızdan özür dilemeyi hatta adreseyemek.com'dan istifa etmeyi bir sorumluluk bilinci olarak göstermişlerdir.

Bugüne kadar hizmet verdiğimiz, altını çiziyorum hizmet verdiğimiz, tüm kullanıcılarımız istekleri şikayetleri değerlendirilmiş bu konuda yol haritamızı müşterilerimiz oluşturmuştur.Ama velakin Adreseyemek.com'dan bir tek hizmet almayan kişilerin adreseyemek.com ekibi hakkında ahkam kesmesini kınıyorum...

Eğri oturup doğru konuşmada yarar var; eleştirdiğim, kınadığım hiç bir pazarlama faaliyetini kendi şirketimizde yapmam ve yaptırtmam.Yaptı diyen yalan söyler.

25 Eylül 2009 Cuma

Metropol İnsan(sı)ları

Bugün üzüldüğüm, kızdığım, önceleri çokça karşılaştığım, kabullenemediğim metropol insansılarından ve insandan insansılara döndüren sorumludan, kapitalizm ve küreselleşmeden bahsedeceğim...

İsyanlardayım çünkü Anadolu dediğimiz bu topraklarda, metropollerinde artık misafirperverlik, hoşgörü ve sabır artık yok olma durumuna gelmiş durumda.

İsyanlardayım çünkü bu insansılar"bir merhaba" demekten bir slm vermekten aciz, yorgun düşmüş durumdalar kapitalizm denen olgunun karşısında...

İsyanlardayım çünkü trafikte bir yol vermeyi bile karakterinden taviz sayan insansılarla dolu artık metropoller.

İsyanlardayım çünkü biz kavramını unutup, ben kavramına dönülüldüğü için.Hele hele bu insansıların bazen ben kavramını bile unutup kendilerinden geçmesi bile artık normal sayılmaya başlandı.

İsyanlardayım çünkü normalleşen ve modernleşen metropollerde artık toplum diyebileceğimiz işteş ekiyle yapabileceğimiz bir eylem kalmadı artık...

İsyanlardayım çünkü hayatın sadece iş ve aştan meydana geldiğini düşünen insanlar artık çoğunlukta...

İsyanlardayım çünkü idealler, biz olma bilinci, birliktelik bilinci, sadece eş ve çocuklarla dolu ufacık dünyasılarla dönmüş artık...

Artık hedefler sadece kariyerini bir basamak yükseltmek, rakibini yerle bir etmek, bu yolda her şeyi mübah saymak, ve asıl olansa bu yolun herkes tarafından normal olduğunun düşünülmesi beni bu kadar rahatsız eden...

Artık para = amaç, kariyer = aferim deliliği , anne baba = bayramlarda görülmesi gereken kişi, hal hatır sorma = boş laf, rekabet = yok et, aşk =patalojik bir saplantı haline geldi...

Eskiye özlemim yok inanın sadece şimdiki zamanda metopollere ve bir çoğuna kırgınlığım var...

Küreselleşmeyel birlikte sadece sınırlarımız değil, toplum olmada varsaydığımız kırmızı çizgilerimiz yıkılmış durumda.

Küreselleşmeye asla karşı olmadım.Ama kırmızı çizgilerimizin tek tek yavaş yavaş farkedilmeden silinmesi, buna engel olamayanlar asıl karşı olduğum üzüldüğüm ve kırıldığım.

Sadece para ve kariyer odaklı, birbirini rekabette yok etmeye programlanmış insansı sürünün anlaması gereken şu "kapitalizm öldürür".

Metropol insansılarının özeti: Zamanla bu yıkım diğer şehirlerimize ilçelerimize hatta köylerimize kadar gelecek.Ben o kadar yaşayıp göreceğimi ummuyorum.Bundan dolayı dır ki bu yozlaşmanın doğduğum topraklara gelmesini, görmesem de artık bu metropollerde bu kadar çok şahit sadece 4 yıl dayanırım dahası yok...

4 Eylül 2009 Cuma

Gsm Operatörleri

Bu yazımda Türkiye'deki 3 gsm operatörünü, pazarlama faaliyetlerini ve müşteri hizmetleri organizasyonunu kısaca anlatmak istiyorum.En büyükten en küçüğe gidicem.

TURKCELL

Turkcell'i dününden bugününe anlatmak bile onlarca günü alacakken kısaca geçmem haksızlık olsa'da diğer operatörlerde olduğu gibi güncell faailiyetlerine bakmakla yetineceğim.

Turkcell Türkiyenin ilk ve n büyük gsm operatörü...Bu tekeli iyi değerlendiren Turkcell bugün 40 milyona yakın abonesiyle ve inanılmaz iyi crm çalışmalarıyla en büyük gözdem diyebilirim.Mustafa yazısında nasıl çuvalladığını anlatsam bile, en pahalı operatör olsa bile, pazarlamadaki faaliyetleri, pr çalışmalarıyla, sosyal kurumsal faaliyetleriyle diğer rakiplerini elbetteki geri bırakıyor.Büyüklüğü onu şımartmadan, müşteri hizmetlerindeki aşmış görüntüsüyle, bir kaç gömlek diğerlerine fazla.

Gelin görün ki Turkcell, ya bu reklam da Turkcelle yakışıyor mu da dedirtiyor.Hayal kırıklığı yaratıyor.Özellikle 3 g reklamlarından bahsetmek istiyorum.3g reklamlarında uluslar arası bir ajansla çalışan Turkcell, ajansın kurbanı olmuş durumda.Yeni bir teknoloji için nerdeyse çığır açacak kadar yenilik için, daha önce hiç uluslar arası ajans deneyimi olmayan Turkcell, büyük risk alarak reklam faaliyetlerini bu ajansla sürdürmüştür.Pazarlamacıları "Bizi heyacanlandıran bvir projeydi" açıklamlaarında bulunsa da her ne hikmetse bizler bu reklamlardan hiç heyecanlanmamış, bu reklamı görelim de biz 3g'yi turkcell'den alalım demedik. 3 tane farklı kategorilerde popüler ünlü, Merak ediyormusun? adında sallama bir jingle ve sonuçta toplama, ne anlattığı ne amaçladığı bilinmeyen bir reklam...Her izlediğimde acama google reklamı mı yapılıyor diye de içimden soruyorum soruyorum çünkü merak ve interneti 3 gyle bağdaştıran Turkcell fiyattan ve en önemlisi HIZ'dan hiç bahsetmemektedir.

Turkcell bir dur de şu HİDO reklamlarına!


VODAFONE

Vodafone, illalah ettiren reklamlarından, selim le tarifeden sonra, 3g reklamlarıyla gönlümde taht kurmuş durumda.Turkcell ve Avea'dan daha ekonomik 3g paketleriyle de öne çıkmakta.Her nekadar çok kullanışlı olmasa da Teknosayla yaptığı anlaşma da 3g pazarlamasında Vodafone'u liderliğe taşımıştır.

Vodafone, oynattığı isimlerle de ( Ali Sabancı , Tugay , Hakkı Devrim ) hani çok popüler kültürün ögesi olmayan ünlülerle bu işi başarmıştır.Ali Sabancı'nın öğrenme maliyeti dediği ve tüketiciye sağladığı avantajı, bizler çok hissetmesek de, reklamlarında samimiyetle Turkcell'in reklamlarındaki nofrost, buz gibi esen havadan çok uzak durumda.

Bu arada Turkcell ve Vodafone'un modemleri kullanmaktayım.Gerek internete bağlanmak için kullandıkları program olsun gerekse hız olsun vodafone önde.

AVEA

Bir şirket bu kadar kötü yönetilebilir.Müşteri hizmetleri bu kadar batırılabilir.Türk telekom gibi iletişim devi arkasındayken bu kadar yerlere düşürülebilen bir gsm operatörü daha görmedim.Sadece reklama oynayıp alt yapı ve fiyat olarak dibe vuran Avea, aslında 3.cü büyüklüğü(!) haketmiyor.Yani anlatmak istediğim 1000 tane daha pazara gsm operatörü girse avea nın gönlümde ve gözümde yeri son!

Şimdi düşünün müşterilerine, sınırsız tarife vaat edip daha sonrasında o karınca sözleşme maddelerinden birine müşterinin tamamen aleyhinde bir koşul yerleştirip daha sonra bu maddeye dayanarak kendi başına, dediğim dedik çaldığım düdük tadında, önce milyonlarca abonenin numaralarını kendi opratörüne taşıttıran, 10,000 dakika yalanıyla kullancılarını güzelce kandıran AVEA, sonrasında gördüğü ve forecast edemediği kullanım oranıyla, bu tariferi değiştirmeyle harakiri yapmıştır.

Bu harakiri sonucunda güvenilmez bir marka olduğunu göstermiş, bundan sonra ağzıyla kuş tutsa da artık büyük yara almış bir şirket Avea.Müşteri hizmetlerinine hiç bir zaman ulaşılamaması da cabası.

Ey AVEA finanscıları ve pazarlamacıları, 10000 dakikayı neye göre belirlediniz ve hesaplarınız neden allak bullak oldu?Bir soru daha bu kadar kötü yönetilen bir kampanyadan sonra imajınızı kurtarmanın bir yolu var mı?Fiyat rekabetinde önce dengeleri alt üst edip sonra kendinizin alt üst olmasına diyeceğiniz bişey yoksa ben size kısa bir tavsiyede bulunayım;

Avea'yın ben yönetseydim, baktım ki finanscılarım ve pazarlamacılarım çuvalladı sıfırdan ve yeniden yapılanmaya giderdim.Baktım ki 10,000 dakika beni inanılmaz zarara sokuyor bunu abonelerine bir smsle duyurup sonra müşteri hizmetleri'nin düğmesini kapatmazdım.Yapacağım şuydu; çok iyi tele marketingcilerle çalışır tüm abonelerimi tek tek arardım.SAMİMİ olarak durumu anlatırdım.Daha sonrasında mevcut tarifelerin dışında abonenin kullanımına göre yeni tarifeler yaratır, aboneye özel tekliflerle çıkardım karşısına.Ve ikna ederdim.Bu iknada %10'luk fireyi göze alarak yapardım.%10 yerine %100'ü göze almak yerine...




Özet: Büyük cirolar ve çok profosnel çalışmak hata yapılmayacağı anlamına gelmez.Önemli olan hatalardan ders alarak yola devam etmek.Elbetteki bu Turkcell ve Vodafone için geçerli. 3 gyi sadece görüntüklü konuşmaya yoran, hız konusunda ürkek kalan pazarlama faaliyetleri çok fazla başarılı olmaycaktır.Ve Avea...Avea, iyi yönetilemedi, bir çıval inciri berbat etti...