15 Ağustos 2010 Pazar

ODTÜ'nün Girişimcilik Merkezine İhtiyacı Var...

Bugünkü yazımda ODTÜ ve girişimciliğe değineceğim...

Okul ve iş hayatı arasında yaşadığım zorluklar, bundan sonra gelecek, parlak cesaretli girişimlere yardımcı olacak yol gösterecek ODTÜ içerisinde kurulacak bir merkezle çözüme gidileceğine inanmaktayım.

Şuandaki ODTÜ'de eksikliği hissettiğim en önemli şey, içinde girişimcilik ruhu bulunan insanları bile özel sektörde veya devlette çalışmaya yönlendirmesinden ibarettir..Kendi işini kurma ekonomiye ve istihdama katkıda bulunmak gibi ulvi amaçlar yerine mezun olan ODTÜ'lüler banklarda, denetim şirketlerinde kapı aşındırmaya kanalize edilmektedir.

Derslerin yoğunluğu, içinde girişimcilik ateşi, yeni fikir sancısı olan tüm gençleri ya okul yada iş seçimine zorlamakta, bu zorlayış ODTÜ'lünün" belki daha sonra" deyip içindeki fikirleri gömmesini belki daha sonrasıda başkalaının yaptığım hayal kırıklığıyla izlemesine neden olmaktadır.

Bir ODTÜ'lünün fonların yada özel şirketlerin oluşturduğu yarışmalarda dereceye girmek için çaba sarf etmesi, kazanması ve bu ikilemde, bu anlamda hoşgörünün zayuıfladığı okuluna devam etmesi mi iş hayatına atılması mı uygun bir yoldur yoksa okul içerisinde öğrencisini daha da cesaretlendirecek bir yapının oluşması mmı?

ODTÜ sanayi, mühendislik veya teknoılojik olarak yıllık periyotlarda yarışmalar yapmakta birinci olabn fikire belli paralar ve ofis vermekte.

Şimdi bu yarışmanın iyi olmasına rağmen daha iyi olanı kazandırıp diğerini es geçmesi değerlendirememesi, bu organizasyonların ne kadar sıhatli olduğunu ortaya koymaktadır.

Ayrıca bu yarışmalarda, pazarlama, ekonomi, e-ticaret veya web tabanlı projeler bir yana bırakılmaktadır.

Yapılması gerekenler;

46 bin dönüm üzerine kurulmuş bir okulda gerek fiziksel gerek maddi gerekse eğitim adına böyle bir merkezi kurulmasına engel yoktur.

Böyle bir merkez yıl boyu çalışacak, yeni bir fikirle gelen her öğrencisini değerlendirecek birinci veya ikinci seçmeyecek uygulanabilir olanlar için yönlendirme araştırma ve geliştirme hizmetleri verilecek.

Gerekirse bankalarla anlaşılarak öğrencisine ODTÜ kefil olarak finansman sağlanacak.

Fikirler fonlarla ODTÜ tarafından buluşturularak ayrı bir finansman kaynağı sağlanabilecek.

Öğrenciler cesaretlendirilecek...Bir iş kurulmasının sadece parayla alakalı olmadığı konusunda bilinçlendirilecek..

Yeni projeler bir çok kalifiye odtü öğrencisi ve hocası tarafından outsource edilmeden kendi içerisinde hayat bulabilecek.

Ve ODTÜ öğrencisine, okul sıralarında öğrendiği teorikle birlikte öğrencinin kendi işinde pratiği de öğreterek gerçek hayatla tanıştıracak.


Sizce çok mu hayal kuruyorum.Orta Doğu Teknik Üniversitesi bunu yapabilir.Öğrencilerini başkalarının yarışmalarında bitap, ele muhtaç bırakmak yerine Anne şefkatinde, baba disiplininde bu işi başarabilir başartabilir.

iŞİN öZETİ; Gerçek hayat teoriden farklıdır ve kendi işini kurmak isteyen parlak projeleri olan ODTÜ'lüler, artık arkasında kendşi okulunun olduğunu hisstemeliler.Bu hissediş, ekonomiye, istihdama ve en önemlisi ODTÜ'ye ODTÜ'lüye çok büyük katkı sağlayacaktır...

14 Ağustos 2010 Cumartesi

Adreseyemek Satıldı...

Çok sevdiğimiz, emek verdiğimiz, ilk göz ağrımız, online yemek siparişi sitesi Adreseyemek.com'u sattık...

Adreseyemek.com 1,5 aylık aradan sonra yeni ekibiyle ve yeni yüzüyle kısa bir süre içerisinde hizmete girecek...

Bu yeni solukla, Adreseyemek adımlarını ileriye doğru daha sık atacağı konusunda şüphem yok...

Tekrar bu projeyi azimli bir şekilde yürütecek, daha iyi yerlere getirecek, büyütecek şirkete hayırlı olmasını dilerim...

Eymir Yok Oluyor!!!

Bugünkü yazımda Eymir Gölünü konu etmek istedim.Sahiplenmenin veya sorumluluğun kapıdaki kontrolden ibaret olduğunu sanan mantaliteyi anlatmaya çalışacağım.

Eymir Gölü ODTÜ'ün yani okulumun 46 bin dönüm arazisi içerisinde yer alan Ankara'nın sayılı güzelliklerinden biriydi.Geçmiş zaman kullanıyorum çünkü Eymir yok oluyor.

Eymir gölüyle tanışmam 7 yıl öncesine dayanmaktadır.İşletme topluluğunun liderlik oyunlarına...O zaman ne kadar temiz ne kadar düzenliyse şimdiki eymir, gözümüzün bebeği, o kadar pis ve düzensiz.Düzensiz bir yapılaşma, düzensiz cafe reestoranlar topluluğu, işletme adına hiç ders almamış firmalardan ibaret eymir.

Eymir yok oluyor....

Bu öyle bir yok oluş ki tekrar geri dönmenin imkanı yok.Doğallığı, inasan eli değmesin mantığıyla devam ettirmekten, müdahale etmemek yada insan eliyle kirletilenin temizlenmesi için tekrar el uzatmamaktan dolayı yok olmak üzere.

Bu öyle bir yok oluş ki; gölüyle, ormanıyla, yoluyla, çevre düzenlemesiyle, işletmeleriyle ve en önemlisi ODTÜ ruhuyla...

Bu öyle bir yok oluş ki; ODTÜlülerin, öğrencileriyle, hocalarıyla bir zamanlar eymir diyeceği türden...

Bu öyle bir yok oluş ki; işletmelerin, kapitalizmin, ODTÜ arazisine "nasıl da yok ettik" diyeceği sancak dikeceği galibiyetini ilan edeceği türden...

Bu öyle bir yok oluş ki; yıllar öncesinde gölünde sportif balıkçılık yaptığım, suyunun gaz patlamalarına engel olunmadığı için bugün parmak sayabileceğim balığın bile yaşamadığı türden...

Eymir yok oluyor...

İki yol var ya bu yok oluşa seyirci kalacağız ve bir zamanlarla başlayan keşkelerle devam edilen cümleler kuracağız ya da Eymirden sorumlu yöneticilere hatta rektöre kadar tepkimizi sunacağız.Hiç keşkeli cümle kurulumu Eymir için... O zaman bundan rahatsız olan, ODTÜ ruhunu benimseyenler bir mail de olsa atacak...

Aşağıda Eymir gölünün ve çevresinin ne hale geldiğinin daha iyi anlaşılması için fotoğraflar koyuyorum...


Yollar köstebek yuvası...



Her taraf çöp içinde....




Su nefes alamamaktan pislikten yosun tutmuş durumda....




Yosun tabakasından başka bir görüntü...



Gölün 360 derece çevresini yosun sarmış durumda...


Hemen yanındaki çöp kutusuna bile atılmayan çöpler


Suyun rengi kahverengiye çalmış durumda....



Su ne mavi, ne yeşil KAHVERENGİ!




Adı sazlık, kendisi kargı ve yosun....


Bir işletmenin hemen yanından bir fotoğraf...Zahmet bile edilmiyor temizlemeye...


Cafe bahçesini, eymirin bahçesi temizlemekten aciz!!!


İzmaritler bile toplanmıyor...