16 Haziran 2009 Salı

Devrim Arabaları Ve İnanç...

Uzun zamandır izlemek istediğim ama bir türlü zaman ayırıpta izleyemediğim "Devrim Arabalarını", içerisinde yatan azmi, inancı ve girişimciliği paylaşmak istedim bugün...



Filmin senaryosunu ve oyuncuların performansını tek kelimeyle mükemmel buldum. Devrim arabarı bir inancın zaferiydi aslında. "Yapabiliyorumu", başarabiliyorumu" çok güzel anlatmış. Umutsuzluğu ön yargıları azim ve inançla yenmiiş bir filmin öyküsüydü...



Girişimcilikte buna benzer hatta aynı bile demekte sakınca yoktur.Herkesin "yapamazsın, yapamazlar" dediği noktada bu elimden geliyor yapabiliyorum başarabiliyorum diyendir girişimci.



Umutsuzluğa yer yoktur.Sıfırdan, onlarca eksikle başlanan Türkiye'nin ilk arabası gibidir girişimcilik.



Sorunları çözemeyince pes diyen değil yarın başka bir yoldan deniyelim deyip, geceleri uykuyu unutup başka bir yoldan başarabilendir.Nitekim devrim arabalarında izlediğimde oydu.



Bürokratik engeller, fabrikasyonun olmayışı, sınırlı bütçeler, ve en önemlisi Yapamazlar diyenlere inat yapılan bir arabanın hikayesini kendi hikayemle özdeşleştirdim.



Çoğu insan Devrim Arabalarını izlerken Türkiye'nin niya hala arabası olmadığı mantalitesini çözmüş olmanın kızgınlığı, ve kırıgınlığını yaşarken benim gözümde ise yaşadığımız zorlukların kurugusu farklı bir şekilde filmleştirmesi gördüm.Bir çok girişimci de izlerken eminim bunu hissedecektir.



Bu yazımda işin özeti kısmını yazmaktansa devrim arabalarını şiddetle tavsiye ediyorum...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Yazını yakından takip ediyorum.Biraz daha yazılarının süre araları az olursa süper olcak.Başarılar.

Ziya Senirli dedi ki...

İlginize teşekkürler. Malesef zaman buldukça yazabiliyorum. Bu konudaki hoşgörünüz için şimdiden ve tekrar teşekkürler